EmpİRe
  Seri Katiller
 

Andrei Romanovich Chikatilo "Rostov Kasabı" (1936-1994)


image
Oğlanlar ve savunmasız genç kızları hedef olarak seçmişti. Çoğu zaman onları evlerine bırakmak, karınlarını doyurmak ve yardım etmek bahanesiyle otobüs duraklarından, yollardan alıp, ıssız yerlere, ormanlara götürürdü. Burada onlara hayal gücümüzü zorlayan kötülükler yapıyordu. Dillerini kesiyor, meme uçlarını ısırarak koparıyor, cinsel organlarını yiyor, gözlerini çıkarıyordu. Bu saydıklarımız sadece onun yaptıklarından birkaçıdır. 1984’te dört haftalık bir dönemde 6 genç insanı doğramıştır.

 Yöneticiler seri cinayetleri çürümüş bir batı fenomeni olarak ilan edip propaganda malzemesi yaptığı sırada, suç tarihinin en büyük psikopatlarından biri liman şehri Rostov’da bulunmaktaydı. Sınıfsız bir toplumda suç var olamaz doktrinini çürütmemek için yetkililerce 1978-1990 yılları arasında 12 yıl boyunca bu canavarca işler yok sayıldı ve toplumdan gizlendi. Bu durumda zavallı vatandaşlar yıllarca bu canavar seri katille yan yana yaşadıklarını bilemediler. Halk arasında birçok söylenti ve şehir efsaneleri oluştu. Bu arada güvenlik güçleri birçok şüpheliyi yakaladı ve eski bir tecavüz suçlusu olan şüphelilerden biri Chikatilo’nun işlediği cinayetten suçlu bulunup idam edildi.

 Kurbanlar çoğunlukla fahişeler ve çocuklardı. Cinayetler daha çok tren istasyonları ve otobüs durakları yakınında bulunan ormanlık arazilerde işlendiği için tüm istasyonlara yüksek rütbeli resmi ve sivil görevliler yerleştirildi ve tüm şüpheli durumlar rapor edilmeye başlandı. Çünkü bir emperyalist batı hastalığı olarak görülen ve komünist düzende hiçbir zaman rastlanmayacak bir suç türü olan seri cinayetlere hiç de hazırlıklı değillerdi. Başka da yapacak bir şeyleri yoktu.

 

 Biyografisi:

 Bu olay herkesi şaşkına çevirmiş ve dehşete düşürmüştü. Uzmanlar Chikatilo’nun bu suçları işleyebilecek duruma gelmek için hangi aşamalardan geçtiğini ve bir canavara nasıl dönüştüğünü anlayabilmek için geçmişinde izler aradılar ve çok ilginç bulgulara rastladılar.

 1936 Ukrayna’da doğmuştu. Stalin’in sert politikaları halkı eziyordu. Açlık vardı. Çiftçiler bütün mahsullerini devlete veriyorlardı ve insanlar açlıktan ölüyordu. Aç kalan insanlar ölüleri yemek zorunda kalmıştı ve yamyamlık başlamıştı.

 Çocukluk yıllarında annesi sürekli olarak abisinin yamyamlar tarafından öldürülerek yendiğini anlatıyordu.

David Berkowitz "Sam'in Oğlu" (1953-?)


image
Dehşet, 29 Temmuz 1976’da Bronx’ta iki genç kadın bir arabanın içinde vurulmuş olarak bulununca başladı. Arabaların içindeki genç çiftler ve genelde sevgililer hedef olarak seçilmekteydi. Bir seferinde evlerinin önünde merdivenlerde oturan iki genç kadını öldürdü. Bir defasında da okuldan eve gitmekte olan genç bir kadını vurdu. Kadın dehşet içinde elindeki kitapla yüzünü kapattı. Katil ateş etti ve önce kitap parçalandı, sonra da kadının kafası. Bu saldırılar sona erdiğinde New York’lu 6 genç ölmüş, 7 genç ise ağır yaralanmıştı.

 New York’un eğlence aleminin en hareketli yıllarıydı. İnsanlar, apartman topuklu ayakkabılar, bol elbiseler giyiyor, küçük aynalardan yapılmış bir küre tavanda dönerken Be Gees müziğinde dans ediyorlar ve bu muhteşem şehrin gecelerinin tadını çıkarıyorlardı. 1976-1977 yıllarında elinde bir 44’lüğü olan biri sokaklarda dolaşıp insanlari öldürmeye başlayınca herkesin tadı kaçtı. Ve ona ‘44 Kalibrelik Katil’ adını taktılar.

 Yine çifte cinayetin işlendiği bir mekanda polis, uzun ve saçmalıklarla dolu bir not buldu. "Ben Sam’in oğluyum. Küçük bir veledim." O andan itibaren bu acayip lakabıyla anılmaya başlandı.

 13 ay boyunca şehir korkunun pençesinde kıvranırken polis herhangi bir şey bulamadı. Olayın çözülmesi 35 dolarlık bir park cezası sayesinde gerçekleşti. Bir çift vurulduğu zaman bir tanık olay yerinden bir aracın uzaklaştığını görmüştü. Önemli olan ise bu araca park cezası kesilmiş olmasıydı. Bilgisayar kayıtlarından Yonkers’ta yaşayan tombul suratlı bir postahane görevlisi olan David Berkowitz olduğu tespit edildi. Adamı yakaladıklarında arabasının bagajında bir cephanelik buldular. Sam’in Oğlu bir katliam planlıyordu. Long Island’da bir diskoya intihar saldırısı yapacaktı. Temmuz 1976 - Mart 1977 arasında faaliyet gösteren David Berkowitz, ufak tefek olup paranoyak ve şizofrendir. Mahkeme akli dengesinin yerinde olduğuna karar verip 365 yıl hapse mahkum etmiştir.

 60'lara damgasını vuran seri katil Charles Manson ise, 70'lerin ki de David Berkowitz'dir aslında. Oysaki kendisi uzunca bir süre hak ettiği ilgiden yoksun kalmıştır ve alt kültürde biraktığı derin iz ancak '90 sonları gibi yüzeye çıkmaya başlamıştır. Summer of Sam filminde, sevimli, tombul ve sürekli gülümseyen bir yüzü vardır. Ama cinayet işlerken de gülen bu sevimli yüze fazla güvenmemek gerekir.

 Kurbanları ve öldürüldüğü tarihler:

 29 Temmuz 1976 - Donna Lauria (18) Jody Valenti (19),  23 Ekim 1976 Carl Denaro (20),  26 Kasım 1976 - Donna DeMasi (16) Joanne Lomino (18),  30 Ocak 1977 - Christine Freund (26) John Diel,  8 Mart 1977 - Virginia Voskerichian (19),  17 Nisan 1977 - Alexander Esau (20), and Valentina Suriani, (18),  31 Temmuz 1977 - Stacy Moskowitz (20)

  1986 yılında David Abrahamsen tarafından yazılan "Confession of Son of Sam" adlı kitap ve Summer of Sam adlı film, David Berkowitz'i anlatan eserlerdir.

 "Ben Sam’in oğluyum. Küçük bir veledim."

 "Onları incitmek istemedim. Onları sadece öldürmek istedim"

Charles Milles Manson (1934-?)


image
Manson, cani manyaklar arasında en özel olanıdır. Ona daimi kötü ününü kazandıran cinayetler – 1960’ların en şok edici olan 1969 Tate-LaBianca cinayetleri – aslında başkaları tarafından islenmişti; kendisi asla bir silah atellememil veya bıçak kullanmamıştır. Fakat onun karanlık cazibesinin kaynağı tam olarak budur; köle gibi kendisini takip eden ve onun en kanlı emirlerini yerine getirmeye hazır olan müritleri üzerindeki etkisi. Esasında Manson bazı büyülü sözler söyleyen zeki bir dolandırıcıdan daha fazlası olmamasına rağmen, kendisini şeytani bir Mesih, habis bir mürşit yapmıştı; o, barış, aşk ve çiçeklerin gücü vaazlarıyla başlayıp Rosemary'nin Bebeği, Şeytan ve “Sympathy for the Devil” gibi satanist fantezilerle sona eren bir dönemin en karanlık güdülerinin vücut bulmuş haliydi.

 Ahlaksız bir annenin gayri meşru oğluydu. Söylendiğine göre, annesi bir defasında onu bir sürahi bira ile değiş tokuş etmeye çalışmışti. Manson’ın terk edilmeler, dayak ve istismarla dolu karabasan gibi bir çocukluğu olmuştu. Gençligi de sonu gelmez bir suç tutuklanma, hapis ve kaçış döngüsüydü. (“İşin doğrusu şu ki,” demişti Manson kendini tahlil ettiği nadir anlardan birinde, “ben yakalanmadan bir şey çalmayı beceremeyen salak bir hırsızdan başka bir şey olamadım.”) 18 yaşındayken koğuş arkadaşlarından birine bıçak tehdidiyle livata uyguladığından, federal islah evinde kendine bir yer edindi. 1954’te şartlı tahliye edilmesinden sonraki 13 yılı sahte çek vermekten, kadın satıcılığına kadar muhtelif suçlardan değişik hapishanelere girip çıkarak geçirdi. 1967 de serbest bırakıldığında – tüm itirazlarına rağmen – 33 yaşındaki Manson, hayatının büyük bir bölümünü demir parmaklıklar arkasında geçirmişti.

 Los Angeles’ın dışındaki tozlu bir çiftlikte müritleriyle beraber yaşayan Manson, kısmen – diğer tüm etkilerin yanı sıra – bu güne dek kaydedilmiş en ilimli ve mizahi rock n roll albümlerinden biri olan Beatles’ın White Albümünden esinlenerek çok tuhaf bir kıyamet teorisi geliştirmiştir. Özellikle “Helter Shelter” adlı şarkıyı (bir lunaparkta çocukların bir alete binişlerini anlatan bir şarkıdır) siyahların ayaklanıp tüm beyazları öldürecekleri, yalıizca Manson ve onun az sayıdaki seçilmiş müridinin geri kalacağı (çünkü Manson ve taraftarları dünyanın hakimi olacaklardır) bir ırk savaşının habercisi olarak yorumlamıştır. Manson savaşı kışkırtmak için bazı önde gelen beyazları suçun siyah devrimcilere yıkılabileceği bir şekilde öldürmeleri için müritlerini sapıkça bir göreve gönderdi. 9 Ağustos 1969 da Manson’ın “ailesinden” 5 kişi, yönetmen Roman Polanski’nin evine girip hamile karısı aktris Sharon Tate ile birlikte 4 kişiyi daha vahşice öldürdüler. Ayrılmadan önce kurbanlarının kanlarıyla duvara kışkırtıci yazılar yazdılar. Ertesi gece, Manson, “sürüngenleri”ne bizzat öncülük etti ve LaBianca soyadlı bir çifti ayni şekilde öldürüp parçaladılar.

 Cinayetler, Los Angeles bölgesinde panik yarattı ve tüm ulusu sok dalgaları sardı. Manson, en sonunda, olaylarla hiç ilgisi olmayan bir suçtan ötürü hapse düşen kadın taraftarlarından birisinin hücre arkadaşına işledikleri cinayetleri öğünerek anlatması sonucu tutuklandı.

 Manson, 1970 teki duruşmasını bir sirke dönüştürmüştür, ancak jüri hiç de eğlenmemiştir. Yakalandıktan sonra mahkemeye alnına büyük bir 'x' kazıyarak çıkmıştır. Kendisi ve 4 taraftarı gaz odasına mahkum edildiler, fakat California Yüksek Mahkemesi idam cezasını kaldırınca, cezaları ömür boyu hapse çevrildi.

 Berbat bir çocukluk geçirmiştir. Annesi fahişeydi. Amcası kendisini etekle okula yollar ve "Bir gün sen de erkek gibi olup kavga etmeyi ögreneceksin" dermiş. Daha 9 yaşında hırsızlığa başlamıştır. Uzun süre hapise girip çıkmış, hiç bir olayı olmayan bir serseriydi. Hippilerin ortamlarına girip gitar çalmaya başladı. Oradaki çocuklardan ailesini oluşturmaya başladı.

 Bu kadar ünlü olmasının nedeni kurbanlarının kimlikleridir. Ayrıca diğer seri katillerden farklı olarak bir inanış yaratması da bir nedendir. (Helter Skelter saçmalığıyla kandırmış insanları, siyahlar ayaklanacak tüm beyazları öldürecek sadece Manson Ailesi kurtulacak)

 Hala yattığı cezaevine dünyanın her yerinden özellikle gençler tarafından binlerce mektup geliyor. Bir ara gazetecilerden birinin "Büyük bir hayran kitleniz var hapisten çıkmanızı heyecanla bekliyorlar" yorumuna, "Burada yemekler harika ayrıca kitabım ve gelen mektuplarımla uğraşıyorum, pek heyecanlanmasınlar, Amerika ilk kez iyi bir şey yapıyor bana " şeklinde cevap vermiştir.

 Marilyn Manson, Charles Manson’a büyük hayranlığından dolayı Manson soyadını aldığını söylemiştir. Özellikle ülkesi Amerika'da ebeveynlerin ve politikacıların hakkında konuşurken nahoş bir ifade takındığı Manson'ın müzik medyasında da pek güzel duygular yaratmadığı kesin.Seri katil Jeffrey Dahmer'le yazıştığı için tepki çekti ve seri katil kurbanlarının akrabaları tarafından kurulan bir dernek Marilyn'in malikanesine saldırıda bulundu.

 

 Kurbanları ve öldürdüğü tarihler:

 Gary Hinman (6/8/1969), Steven Earl Parent (8/8/1969), Voytek Frykowski (8/8/1969), Abigail Folger (8/8/1969), Jay Sebring (8/8/1969), Sharon Tate (8/8/1969), Leno LaBianca (9/8/1969), Rosemary LaBianca (9/8/1969), Shorty Shea (25-26/8/1969)

  Helter Skelter,The True Story of Manson Murders 1975 yılında Vincent Bugliosi tarafından yazılan, Manson'ın cinayetlerini anlatan bir kitapdır. Ayrıca Manson The Manson Family'ne konu olmuştur.

 “Bana tepeden bakarsanız, bir aptal görürsünüz. Bana aşağıdan bakarsanız, tanrınızı görürsünüz. Bana tam karşımdan bakarsanız, kendinizi görürsünüz” (Charles Manson)

 “Vay be, hakikaten uçtum.” (Manson ailesinin üyesi Susan Atkins, Sharon Tate’in ellerine bulasan kanini yaladiktan sonra bu sözü söylemistir)

Ed Gein (Edward Gein) “Leatherface” (1906-1984)


image

Ed Gein, baskıcı, kadınların günahkar olduğunu söyleyen bir anne tarafından yetiştirilmişti. 1945’te öldüğü zamanı Ed tüm hayatını korkunç bir baskıyla yönlendiren bu kadının hala duygusal olarak esiri olan 39 yaşında bir bekardı. Annesinin odasının pencerelerine tahtalar çakan Gein, orayı sanki mabetmiş gibi muhafız etti. Ancak evin geri kalan bölümler kısa zamanda çılgın bir adamın sapkınlıklarla dolu mezbahasına dönüştü.

 Gein, komşular için küçük işler yaprak geçimini sağlardı. Boş zamanlarında dergilerdeki cinsiyet değiştirme ameliyatları, güney denizlerindeki kafa avcıları ve Nazi zulmünü anlatan yazıları okuyarak geçiriyordu. Ancak içindeki gerçek canavar, annesinin ölümünden birkaç yıl sonra ortaya çıktı. Ümitsiz yalnızlığının ve ilerleyen psikozunun onu itmesiyle etrafındaki mezarlıklara giderek, oradan arta yaşlı kadınların cesetlerini çıkarıp uzaktaki çiftlik evine başladı. 1954’te Mary Hogan adında yerel bir bar sahibini vurup kadının 90 kiloluk vücudunu eve taşıyarak ölü sevicilik faaliyetlerini cinayetle tamamladı. 3 yıl sonra, 1957 yılı av mevsiminin başladığı ilk gün köydeki nalbur dükkanının sahibi olan 58 yaşındaki bir kadını öldürdü.

 Şüpheler hemen son birkaç gündür dükkanın çevresinde dolanan Gein’in üzerinde yoğunlaştı. Mutfağına girdikleri zaman, polisler kurbanın başı kesilmiş, içi boşaltılmış bedenini aynı bir av hayvanı gibi çatı kirişine baş aşağı asılmış şekilde buldular. Evin içine giren dedektifler kelimelerle anlatılamayacak korkunçlukta eşyalar buldular. İnsan derisi ile kaplanmış sandalyeler, kafataslarından yapılmış çorba kaseleri, kadın cinsel organlarıyla dolu bir ayakkabı kutusu, içi gazete kağıtlarıyla doldurulmuş ve duvara av hayvanlarının başları gibi asılmış insan yüzleri ve bir kadının vücudunun üst kısmından yapılmış, göğüsleri olan bir yelek. Gein daha sonra bu yeleği ve insan derisinden yapılmış giysileri giyerek kendini annesi yerine koyduğunu itiraf etmiştir.

 Bu tüyler ürpertici keşif Eisenhower dönemi Amerika’sında şok dalgaları yarattı. Aralık 1957 de hem Life hem de Time dergileri onun “dehşet evi” hakkında makaleler yayınlayınca tüm ülke Gein hakkında her şeyi öğrenmiş oldu.

 Bir akıl hastanesinde 10 yıl yatmasının ardından Gein in duruşmaya çıkabileceğine karar verildi. Suçlu bulundu, ancak akli yetersizliğine kanaat getirildiğinden hayatının geri kalanını geçirmek üzere tekrar akıl hastanesine yatırıldı ve 1984’te kanserden öldü.

 Evinde bulunan insan parçalarını mezarlıktan çaldığını söylemiştir ve açılan mezarlarda gerçekten de Ed Gein'in evinde bulunan parçaların eksik olduğu fark edilmiştir, abisi Henry Gein'i de öldürdüğü iddia edilir. Annesi hakkında bilinenler zaten alkolik ve zayıf olan kocasını ve çocuklarını kolayca etki altına alan, din saplantısı olan bir kadın olduğudur, ailesini finansal olarak destekleyen kadın, onları şehrin günah dolu yaşamından uzaklaştırmak amacıyla bir çiftlik evi almış ve burada çocuklarını diğer insanlardan uzak tutarak büyütmüştür 

  1989'da Herald Schechter tarafından yazılan Deviant, Ed Gein hakkındadır. Ed Gein’in insanın midesini kaldıran suçları, geçtiğimiz yıllarda çevrilen birçok film için esin kaynağı olmuştur. Bunlardan bazıları  Psycho “Sapık”, The Texas Chainsaw Massacre "Teksas Katliamı" ,Silence of The Lambs  “Kuzuların Sessizliği”, In the Light of the Moon, Ed Gein.

 Sapık’ın yazarı Robert Bloch, kitabının Gein’in suçlarının romanlaştırılmasından ibaret olmadığında ısrar etmişse de, ölümsüz karakteri Norman Bates açıkça Gein’den esinlenilerek yaratılmıştır (Aslına bakılırsa Bloch’un romanında Norman’ın kendisi, işlediği suçlarla Gein’in işledikleri arasında paralellik işaret eder).

 The Texas Chainsaw Massacre’ın yönetmeni Tobe Hooper orta batıda yaşayan akrabalarından Gein hakkında hikayeler dinlemiş ve bunlardan etkilenerek büyümüştür. Ancak yarattığı kanın gövdeyi götürdüğü sinema klasiğinde, Gein’den esinlenilen karakter nazik tavırlı, çift karakterli bir kişi değil, Deri Surat adında kurutulmuş insan derisinden yapılmış bir maske takan hayvani bir yaratıktır.

 Thomas Haris, kurbanlarının derilerinden bir elbise dikmeye çalışan bir transseksüel olan hayali seri katili Jame Gumb’ı (namı diğer “Bufalo Bill”) yaratmadan önce FBI’ın Gein hakkındaki dosyalarını araştırmıştır. Jonathan Deme’in Oscar kazanan filminde Gumb’ın, Gein’in evinden esinlenilen evinin tuhaf görünüşü Harold Schechter’in Deviant: The Shocking True Story of the Original “Psycho” adlı kitabına dayanılarak yaratılmıştır.

 Gerçek olaylara en yakın film, 1974’te yapılan düşük bütçeli “Deranged” filmidir ve korku filmi meraklıları arasında bir kült olmuştur. Deranged’in bazı video kopyalarının başında Gein’in evindeki insan etinden yapılma korkunç eşyaların bilinen tek görüntü kaydını içeren İyi ve Sessiz Bir Adam isimli Gein hakkında kısa bir belgesel vardır.

 “Bana doğru gelen güzel bir kız görünce iki şey düşünürüm.
Bir yanım onunla çıkmak ona gerçekten iyi hoş davranmak gerektiği gibi davranmak ister.
Öteki yanım mızrağın ucuna geçirilmiş kafasının nasıl görüneceğini.”

 
 
  Bugün 7 ziyaretçi (15 klik) kişi burdaydı!  
 

-------DUYURULAR-------

LÜTFEN SİTE İCERSİNDE KÜFÜRLÜ VE KÖTÜ DAVRANIŞLARDA BULUNMAYALIM HAKAN,TARIK,UFUK,EMRE,BUROCK

-------DUYURULAR-------

htmlkodu.net

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol