EmpİRe
  Fıkra
 
Sadakat
 
Aksamdan kalma adam, büyük bir baş ağrısı ile sabah uyanmış Zorlukla gözlerini açıp, yerinden dogrularak, şöyle bir etrafına bakınmıs.Komodinin üstünde bir bardak su ve iki aspirin duruyormuş. Yatagın ayakucundaki sandalyede elbiseleri temiz ve ütülenmis. Aspirileri içerken, komodindeki not dikkatini çekmis; Sevgilim, günaydın. Kahvaltın mutfakta. Ben alısverise çıkıyorum, erken dönerim. Seni seviyorum". Kalkıp, giyinmis ve kahvaltı için mutfaga gitmis. Bakmıs oglu oturmus, kahvaltı ediyor. Masada da kendi servisi ve gazeteleri duruyor. Oturmus, kahvaltısına baslamıs ve ogluna sormus; Evlat, dün gece ne oldu, biliyor musun? Evet, dün gece saat 3'ü geçiyordu, sarhos olarak eve geldiginde. Önce koridordaki sandalyeyi devirdin, ardından kustun, daha sonra da Odanın kapısına kafanı çarptın, bir gözün morardı. Adam, sasırmıs vaziyette: Anlayamadım. O zaman niye hersey temiz, kahvaltı hazır ve gazetem alınmıs? Onu mu soruyorsun. Annem seni sürükleyerek yatak odasınagötürüp,pantalonunu çıkarmaya çalıstıgında, "Bayan, beni yalnız bırakın, ben evli bir adamım" dedin.
 
Sayı
 
Akıl hastanesini gezmekte olan gazeteci,bir koğuşta rastladığı hastaya sordu: 
-Burada kaÇ kişisiniz? 
Karşısındaki,boşver dedikten sonra: 
-Asıl,dedi
-Sizdışarıda kaç kişisiniz
 
4 avcı
 
Dört Avci, Temelin ardindan ormanda ilerliyorlarmis.
Karsilarina kücük bir delik cikmis Temel:
-Yatin, usaklar! tavsan deligi! demis. Avcilar tam siper yere yatmislar ve inden cikan tavsani vurmuslar. Daha sonra büyükce bir delige rastlamislar. Temel yine:
-Yatin, bu bir tilki ini! demis. Derken cikan tilkiyi de vurmuslar. Biraz daha ilerlediklerinde, kocaman bir delikle karsilasmislar. Temel:
-Usaklar, ne cikacagini bilmiyorum. Yatin, ne cikarsa sansimza demis. Ertesi gün gazetelerde su haber cikmis: "Dört Avci Trenin altinda can verdi
 
Şanssızlık
 
Adamın işi varmış, Ankara'ya gidiyormuş, tam uçağa binerken 
kulağında bir ses : -Binme, bu uçak düşecek! Dönmüş, 
bakmış, kimse yok, ama içine de bir kurt düşmüş, binmemiş. 
İkinci uçağı beklerken kara haber ulaşmış : 
-Uçak düştü kurtulan olmadı! Koşmuş Haydarpaşa'ya, bilet almış, 
tam trene binecek, aynı ses kulağında : -Binme bu trene, raydan 
çıkacak! Dönmüş, bakmış yine kimse yok, trene binmemiş, 
gelmiş eve, sabah gazeteyi açınca tüyleri ürpermiş : 
-Tren Eskişehir'de raydan çıktı şu kadar ölü, şu kadar yaralı... 
Allahına şükretmiş, koşup otobüse bilet almış, tam binerken 
yine o ses : -Bu otobüse binme, freni patlayacak! Dönmüş yine 
kimse yok! Dayanamamış, bağırmış : -Sen kimsin yahu? 
-Ben senin iyilik meleğinim! Adam iyice kızmış : 
-Ulan evlenirken neredeydin!
 
2. Dünya Savaşı
 
2. Dünya Savaşında 2 Yahudi Almanlara esir olmuştur.Bunlardan biri diğerine kendilerine ne yapacaklarını sorar.O da baslar anlatmaya;
2 ihtimal var ya bizi öldürürler yada esir kampına yollarlar.
Öldürürseler sorun yok kampa gidersek 2 ihtimal var ya kurşuna diziliriz ya da gaz odasında olduruluruz.
Kursuna dizilirsek sorun yok gaz odasına gidersek 2 ihtimal var bizden ya sabun yaparlar yada kağıt.
Sabun yaparlarsa sorun yok kağıt yaparsalar 2 ihtimal var ya gazete kağıdı oluruz yada tuvalet kağıdı.
Gazete kağıdı olursak sorun yok tuvalet kağıdı olursak iste o zaman b*ku yedik".
 
Trafik kazası
 
Temel bir gun traktorle giderken fireni patlar etrafına bakan temel ne yapcanı bilemez bir tarafta kurulu bir pazar diger tarafda oynamakta olan bir çoçuk görur pazara giden yolu secersem çok insan ölür çoçugun tarafına gidersem bir çoçukla olayı kurtarırım der ve ertesi gun gazetede söyle bir manşet pazara giren traktor yuz kişiyı ezdi.temele sorarlar nasıl oldu temelden söyle bir cevap herşey çoçugun pazara koşmasıyla başladı.
 
...:..: Yemesi Kolay Olsun Diye :..:...
 
Timur'un defterdarı hesapta bir yanlışlık yapar.Bunun üzerine Timur o defterdara kağıtları
yedirir ve işten kovar.Yerine Nasrettin Hoca'yı alır.Hoca hesapları yufka üzerinde yapmaya başlar.Timur bunu görür ve sebebini sorar.
Hoca aynen şu cevabı verir:
--Yemesi kolay olsun diye
 
 
.:..: Ya Aşka Gelirse :..:...
 
Nasreddin Hoca ile arkadaşları Konya'da bir eve akşam yemeğine davet edilmişler
.Ev eski ve ahşap, bastıkça tahtalar gıcırdıyor, hoca laf atmış: 
-Evin tahtaları ses veriyor! 
Adam ukala ya : 
-Bizim ev pek sofudur, ara sıra zikreder! 
Hoca laf altında kalır mı : 
-Ya aşka gelip secdeye varırsa!
 
Herkez Anlasın Diye
 
Nasreddin Hoca esegini pazara götürüp satiliga çikartmis. Esek pek
huysuzlanmis. Kuyrugunu elleyeni tepmis, disine bakani isirmis... Tellal :
- Hoca, demis, bu huysuz esegi kimse almaz. Geri götür...
Hoca altta kalmamis :
- Zaten satmak için degil, bu esekten neler çektigimi herkes anlasin diye
getirmistim pazara!...
 
...:..: Anahtar :..:...
 
Hoca bir gün anahtarını kaybetmiş. Bahçede döne döne anahtarını arıyormuş. Hanımı sormuş: "Hocam, anahtarı nerede düşürdün?", "be kadin," demiş Hoca, "nerede düşürdüğümü bilsem, hiç arar mıyım?" 
 
...:..: Haspa :..:...
 
Hoca Nasreddin camide vaaz verir : 
-Sakin ola kariniz, kiziniz süslenip püslenip açik saçik kiyafetlerle sokaga çikmasinlar. 
-Ama hoca senin kiz hepsini de yapiyor, diye biri itiraz eder. 
Hoca da : 
-Ama haspaya da yakisiyor degil mi?
 
 
  Bugün 1 ziyaretçi (2 klik) kişi burdaydı!  
 

-------DUYURULAR-------

LÜTFEN SİTE İCERSİNDE KÜFÜRLÜ VE KÖTÜ DAVRANIŞLARDA BULUNMAYALIM HAKAN,TARIK,UFUK,EMRE,BUROCK

-------DUYURULAR-------

htmlkodu.net

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol